Dünyada ve Türkiye’de durum
Ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmak amacıyla Avrupa'da 1910'lu yıllarda geliştirilmeye başlanan, Türkiye'de ise ilk uygulaması 1984'te gerçekleştirilen ekolojik tarım bugün artık giderek yaygınlaşan biçimde kullanılıyor. Tarımsal üretimde sentetik kimyasal tarım ilaçları yerine biyolojik savaş yöntemlerini, hormonlar ve mineral gübreler yerine organik ve yeşil gübrelemeyi, toprağın korunmasını ve doğal düşmanlardan yararlanmayı öngören 'Ekolojik Tarım Sistemi', FAO ve Avrupa Birliği'nce konvansiyonel tarıma alternatif olarak kabul ediliyor.
İnsana ve çevreye dost üretim biçimlerini içeren ekolojik tarım sisteminde amaç, üretimde miktar artışıyla beraber ürün kalitesinin de yükselmesi. Dünya ticaretinde 70'li yıllarda yaygınlaşan ekolojik tarımın Türkiye'de başlaması, Avrupalı firmaların ekolojik ürün talebinde bulunmalarıyla gerçekleşti ve ilk olarak Ege bölgesinden ihraç edilen kuru incir ve kuru üzüm üretiminde uygulandı.
Önceleri Avrupalı firmalar istedikleri ürünleri yetiştirmeleri için çiftçilerle anlaşarak tesisler kurmaya başladı ve danışmanlık, denetim, sertifikasyon işleri de bütünüyle yabancılar tarafından yürütüldü. 90'lı yılların başında az sayıda Türk uzman yetişti ve yabancı firmaların temsilciliğini yapmaya başladı. Türkiye'de ekolojik tarımın profesyonelleşmesi süreci 1992'de kurulan Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) ile başladı. Aynı yıl İzmir'de yapılan '2. Akdeniz Ülkelerinde Ekolojik Tarım Konferansı' da bu dernek tarafından organize edildi. Bu çalışmalar sonunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından AB normlarına uygun olarak hazırlanan 'Bitkisel ve Hayvansal Tarım Ürünlerinin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik' 1994 sonunda yürürlüğe girdi. Resmi verilere göre bugün Türkiye'de 92 değişik üründe, 46 bin 523 bin hektarlık arazi üzerinde 12 bin 275 üretici 168 bin 306 ton ekolojik üretim yapıyor. Gümrük mevzuatındaki bazı sorunlar nedeniyle ekolojik tarım sektörünün dışsatım yoluyla ekonomiye katkısı net olarak bilinmiyor, ancak yıllık 150 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.
Dünyada ekolojik tarım
Dünyada ekolojik tarımın ilk uygulaması ise 1910'lu yıllarda Avrupa'da gerçekleşti, 1930'larda kontrollü üretim yaygınlaşmaya başladı. Ticari olarak önemli hale gelmesiyle birlikte dünyadaki ekolojik tarım hareketlerini bir çatı altında toplama ihtiyacı doğdu ve hareketin gelişimini sağlıklı bir şekilde yönlendirmek, gerekli standart ve yönetmelikleri hazırlamak amacıyla 1972'de Almanya'da Uluslararası Ekolojik Tarım Hareketleri Federasyonu (IFAOM) kuruldu.
Bugün Avrupa ülkelerindeki tarım alanlarının yüzde 2-3'ünde ekolojik tarım yapılıyor, ancak kimyasal endüstrinin güçlü etkisine rağmen ekolojik tarım faaliyetleri her yıl yüzde 20-30'luk büyüme hızına sahip. 1986'da 120 bin hektar olan üretim alanı 1988'de AB ve EFTA (European Free Trade Association) ülkelerinde 85 bin 337 tarım işletmesi ile 2 milyon hektara ulaştı.
Kontrol ve sertifikasyon
Ekolojik tarımın önemli basamaklarından birini kontrol ve sertifikasyon oluşturuyor. İç ve dış piyasalarda bir ürünün ekolojik olarak satılabilmesi için 'Ekolojik Ürün Sertifikası'na sahip olması gerekiyor. Ürünlerin ekolojik standartlara göre üretildiği, işlendiği ve paketlendiğinin garantisi olan sertifikayı verecek kuruluşların da bağımsız olması gerekiyor. Ürün ve pazarlama faaliyetlerinde bulunamayan, ticaret yapamayan ve danışmanlık hizmeti veremeyen kontrol ve sertifikasyon kuruluşları, Türkiye'de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından onaylanarak kontrol yetkisi alabiliyor. Türkiye'de, yasada belirtilen koşulları yerine getirerek yetki belgesi almış 7 kontrol kuruluşundan 6'sı yabancı sertifikasyon kuruluşlarının Türkiye temsilcisi, biri ise Türk kuruluşu.