"IPCC (Hükümetlerarası iklim değişikliği paneli) raporunda, varolan uygulamaların devam etmesi halinde, 2095 yılına kadar, küresel ortalama sıcaklığın, 1980 -1999 seviyelerine oranla 1.1°C ila 6.4° C arasında artacağı sonucuna varılıyor. Bu artış ise daha fazla sel, sıcak dalgası, kuraklık, daha kuvvetli kasırgalar, buzul kütlelerinin daha hızlı erimesi ve deniz seviyelerinin hızla yükselmesi anlamına geliyor"
Greenpeace; İklim Değişikliği tekrar teyit edildi.- Şimdi, çok geç olmadan harekete geçme zamanı!
Paris, Fransa, 02.02.2007 - Uluslararası Bilimsel Topluluğun, iklim değişikliği konusunda şimdiye kadar yaptığı en güçlü uyarının ardından, Greenpeace; hükümetleri artık ortaya çıkıp acilen harekete geçmeleri konusunda uyardı. Bilim insanları, uyarılarında, sera gazı emisyonlarında hızlı bir düşüş sağlanmaması durumunda iklim değişikliğinin büyük tehlikelere gebe olduğunu ortaya koydular.
İklim değişikliği bilimine ilişkin, Paris'te düzenlenen toplantıda açıklanan IPCC (Hükümetlerarası iklim değişikliği paneli) raporunda, varolan uygulamaların devam etmesi halinde, 2095 yılına kadar, küresel ortalama sıcaklığın, 1980 -1999 seviyelerine oranla 1.1°C ila 6.4° C arasında artacağı sonucuna varılıyor. Bu artış ise daha fazla sel, sıcak dalgası, kuraklık, daha kuvvetli kasırgalar, buzul kütlelerinin daha hızlı erimesi ve deniz seviyelerinin hızla yükselmesi anlamına geliyor.
Greenpeace'in Paris'teki Uluslararası İklim & Enerji Kampanyacısı Stephanie Tunmore, "İyi haber, iklim sistemi ve bizim bu sisteme olan etkimiz konusundaki bilgi ve anlayışımızın çok geliştiği. Kötü haber ise daha fazla öğrendikçe, geleceğimizin daha da belirsiz ve tehlike altında olduğunu görüyoruz. Burada hükümetlere çok açık bir mesaj var ve eyleme geçebilmek için gerekli zamansal aralık giderek daralmakta. Eğer bundan bir önceki IPCC raporu bir kalk borusu idiyse, bu son rapor bir yangın alarmı niteliğindedir."
Rapordaki en önemli bulgulardan bazıları:
1-İklim üzerindeki insan etkisi, -önceki raporlara göre daha yüksek olarak ve dünyanın tüm bölgelerinde- %90 oranında saptandı.
2- Teorik iklim « duyarlılığı » artış gösteriyor. Örneğin « atmosferdeki seragazları miktarı sanayileşme öncesi miktarın iki katına çıkarsa iklim nasıl olacak ?» sorusuna cevaben önceden en iyi tahmin 2.5 dereceydi. Bu raporda duyarlılık tahminleri 3 dereceye çıkarıldı.
3- Eğer salımlar düşürülmezse, 2095 yılında sıcaklık artışı 1980-1999 yıllarına oranla 1.1°C ile 6.4°C arasında artış gösterecek(1).
4- 3. Değerlendirme raporunda bulunmayan bir madde ise, tropical fırtınaların şiddetinin artacak olması. Şiddetlerdeki artış, deniz yüzeyi sıcaklıklarındaki artışa bağlanıyor.
5- Sadece Antartika ve Grönland buz kütleleri, 1993-2003 yılları arasında deniz seviyesindeki artışı yüzde 15 düzeyinde etkiledi. Bilimsel modellere göre Antartika buz kütlesinin aslında büyüyor olması gerekiyordu. Oysa, Antartika'daki buzulların kopması açıklanamıyor ve Grönland'dan kopan buzulların ve Grönland'daki hızlı erimeyi açıklamada yetersiz kalınıyor. Bu nedenle büyüklüğü konusunda kesin bir bilgi bulunmamasına rağmen deniz seviyesindeki artışın muhtemelen beklenenden daha yüksek olacağı biliniyor.
6- Bu yüzyılda sanayileşme öncesi seviyelerine göre en az 1.9 - 4.6 C arasında ısınma olursa, Grönland buz kütlesinin hemen hemen tamamıyla yok olmasına neden olacaktır. Bu deniz seviyesini 6-7 metre arasında yükseltecektir.
Greenpeace Akdeniz Enerji ve İklim Kampanyası Sorumlusu Hilal Atıcı " Türkiye iklim değişikliğinden en çok etkilenecek ülkelerden biri olmasına karşın iklim değişikliği ile mücadelede uluslararası işbirliğine katılmamakta direniyor. Aynı zamanda tüm OECD ve Doğu Avrupa ülkeleri arasında sera gazı salımları en hızlı yükselen ülke ve toplam salımları ile dünyada 20. sırada yer alıyor. Gerek IPCC raporu gerek yakın zamanda yayınlanan Stern raporu da gösteriyor ki ekonomik, çevresel ve toplumsal anlamda geleceğimizi korumak için önümüzde tek bir yol var: seragazı salımlarımızı büyük oranlarda düşürerek ve sürdürülebilir bir enerji sistemine geçiş yaparak iklim değişikliği ile mücadele etmek. Ancak bu mücadeleye felaketler kapımızı çalmadan önce başlamamız gerekiyor. Sorun ortada, çözüm belli, bir tek siyasi irade eksik" dedi.
Geçtiğimiz hafta Greenpeace, Enerji (D)evrimi senaryosu adı altında yeni bir rapor yayınladı. Rapor 2050 yılına kadar karbondiyoksit salımlarında yüzde 50 düzeyinde bir kesintinin nasıl sağlanabileceğini ayrıntılı olarak açıklıyor. Raporda artan nüfus ve ekonomik büyüme de göz önünde bulundurularak, dünyanın ihtiyacı olacağı öngörülen enerji miktarını sürdürülebilir yollardan nasıl karşılayacağına dair bir yol haritası çiziliyor.