|
| Çalışan Kadın | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
KaranTina
Mesaj Sayısı : 247 Yaş : 33 Nerden ? : Dünyadan... Kayıt tarihi : 16/04/07
| Konu: Çalışan Kadın Paz Mayıs 13, 2007 7:19 am | |
| Kadınların en yoğun çalıştıkları meslek alanları tekstil, öğretmenlik ve tıpla ilgili alanlar olarak sıralanıyor. Ayrıca kadınları artık bankacılık, borsa, gıda, madencilik, otomotiv, tarım, tekstil, medya, turizm, enerji, ulaşım, sigorta, inşaat, bilişim, ilaç, reklam, danışmanlık, üniversite, hukuk, basın gibi hayatın pek çok alanında görmek mümkün.
Türk-İş Kadın İşçiler Bürosu Uzmanı Şule Özkuzukıran’ın “Türk kadınının iş yaşamındaki yeri” konulu araştırmasına göre, günümüzde Türk kadınının üçte biri iş yaşamında yer alıyor. Sektörlere göre tekstil, öğretmenlik, tıp ile ilgili meslekler kadınların çoğunlukta olduğu ya da kadın erkek sayısının birbirine yaklaştığı alanlar olarak göze çarpıyor. Çalışan kadınlar, uzmanlık gerektirmeyen mesleklerde yoğunlaşırken, işgücü piyasasındaki kadınlar, genelde kısmi çalışma, geçici çalışma ve evde çalışma gibi atipik ve kayıtdışı istihdam biçimlerinde ağırlıklı olarak yer alıyor.
Bu tür emek-yoğun işlerin başında dokumacılık, konfeksiyon ve evde yapılan parça başı işler geliyor. Kadınlar kentlerde düşük, kırsal alanda oldukça yüksek oranlarda çalışıyor. Kırsal alanda “ücretsiz aile işçisi” olarak çalışan genç kız ve kadınların oranı yüzde 62.6 düzeylerinde bulunuyor.
Hizmet sektöründe kadın işgücü oranı yüzde 57.5 ile en önde yer alıyor. Kadınlar, ilmi ve teknik elemanlık alanında çalışanların yüzde 24’ünü, üst kademe yöneticisi olarak çalışanların yüzde 1’ini, idari personel olarak çalışanların yüzde 23’ünü, ticaret ve satış personeli olarak çalışanların yüzde 4’ünü, hizmet işçisi olarak çalışanların yüzde 13’ünü, tarım sektöründe çalışanların yüzde 9’unu oluşturuyor. Tarım dışı üretim işçisi olarak çalışanların arasında kadınların oranı ise yüzde 25 düzeyinde bulunuyor.
Araştırmaya göre, dünya genelinde ve Türkiye’de aynı iş için erkeklerden yüzde 25 daha az ücret alan kadınlar, çocuk bakımı ve ev işleri içinse erkeklere oranla beş kat daha fazla vakit harcıyor. Kadınların, okuma yazma bilen nüfus içindeki payı yüzde 44.2 olarak gerçekleşirken, üniversite mezunu kadınların nüfusa oranı yüzde 3.2’de kalıyor.
EVLiLiK VE ÇOCUK SAHiBi OLMAK iS HAYATINI ETKiLiYOR
Türkiye’de çalışan kadına yönelik korumacı kanunlar, doğum ve doğum sonrası izin, süt emzirme izni ve kreş ve yuva sağlanabilirliğiyle sınırlı bulunuyor. Evlilik ve çocuk sahibi olma, kadınların çalışma yaşamında belirleyici rol oynuyor. Çocuk sayısındaki artışa rağmen kadının çalışmak zorunda olması, annenin fiziksel ve ruhsal olarak yıpranmasına, iş veriminin düşmesine ve iş kazalarına yol açabiliyor. Evlilik ve doğum, kadın işçilerin işten ayrılma nedenlerinin yüzde 70‘ini, işverenin işten çıkarma nedenlerinin de yüzde 20‘sini oluşturuyor.
Özkuzukıran tarafından yapılan araştırmada, kadınların üçte biri iktisaden faal iken, bu kesimin de üçte biri gelir getirici bir işte çalışıyor. Ücretli çalışan 1.5 milyon kadın içinde, SSK’lı kadın sayısı 400 binin üzerine çıkarken, memur olarak 500 bine yakın kadın çalışıyor. Kentlerde kadının ücretli olarak istihdamında eğitim durumunun yükselmesi, doğurganlık oranının azalması, sosyal değerlerdeki değişme gibi nedenlerle artış gözlenmesine karşın, kadınlar ücret karşılığı çalışanlar içinde yüzde 18‘lik pay alıyor.
Kadınlarda iş yaşamında bulunma genç yaşlarda daha ağırlıklı olarak görülüyor. Kadınlar en çok 20-24 yaşlarında işgücüne katılırken, evlenme ve çocuk doğurma yaş dilimini temsil eden 25-39 yaş grubunda çalışan kadınların oranı yüzde 35‘e düşüyor. Erkeklerde aynı yaş diliminde oranlar yüzde 84’lerden, yüzde 98’e yükseliyor.
Kadınların iş hayatında yaşadıkları zorlukların başında kendilerini ispat edebilmek için erkeklere göre daha fazla çalışmak ve özveride bulunmak zorunda olmaları geliyor. Bunun yanı sıra bazı kadınlar, kadın olmaları nedeniyle iş hayatında bazı kolaylıklar da yaşamıyor değil. Apple/Bilkom Genel Müdürü Tijen Mergen, kadınların iş dünyasındaki ağırlıklarında son 10 yılda ciddi bir artış olduğuna dikkat çekerek, kendi sektöründe kadın oranının yüzde 40’ın üzerinde olduğunu ve bu rakamın her geçen yıl arttığına işaret etti. Kadın olması nedeniyle iş hayatında çok temel zorluklar yaşamadığını ifade eden Mergen, “Mücadele ettim ve sonunda kazançlı çıktım” diyor.
Mergen, şunları söyledi: “Aynı mevkiye gelebilmek için bir erkekten daha çok çalışmanız, kendinizi ispat etmeniz gerekiyor. Diyebilirim ki eğer çok mücadeleci değilseniz erkek aday kadın adayın yerini alacaktır. Bu Avrupa ülkelerinde daha da bariz ortaya çıkıyor. Özellikle NCR’de Avrupa organizasyonunda çalıştığım 4 sene boyunca hep kadın olmanın bir dezavantaj olmadığını ispat etmeye çalıştım. Türkiye’de gördüğüm kabul, Avrupa ülkelerinden daha yüksek.” Çoğu zaman olmasa bile, kadın olmanın bazen iş hayatında kolaylıklar sağladığını düşünen Mergen, “Daha kolay iletişim kurabiliyorsunuz. Ama iletişim kurmak demek, işleri çözmek demek değil. Sizi önce çok ciddiye almayabiliyorlar. Hele çok gençseniz veya genç gösteriyorsanız... Kendinizi ispat etme sürecinden geçiyorsunuz. Ancak ondan sonra başarı geliyor” şeklinde kunuştu.
VERGİ REKORTMENİ KADINLAR İstanbul’da 1999 yılında en çok gelir vergisi ödeyen ilk 100 mükellef arasında çok sayıda kadın bulunuyor. Vergi rekortmenlerinin ilk 10 sıralamasında 5, ilk 100 sıralamasında 26 kadın yer alıyor. Bu da, İstanbul’da en çok vergi ödeyen her 4 kişiden birinin kadın olduğunu gösteriyor. Listede 4. sırada Suzan Sabancı Dinçer, 5. sırada Çiğdem Bilen Sabancı, 7. sırada Semahat Sevim Arsel, 9. sırada Sevil Sabancı ve 10. sırada Dilek Sabancı bulunuyor.
Sevgi Gönül, Emine Kamışlı, Demet Çetindoğan, Suna Kıraç, Sevda Sabancı, Türkan Özsezen, Zerrin Sabancı, Türkan Dereli, Mukaddes Atay, Güner Yüceer, Işıl Doğan, Serra Sabancı, Türkan Sabancı, Belkız Sabancı, Ayşe Aslı Atay, Hülya Avşar, Gülay Tan, Güler Sabancı, Filiz Şahenk, bir süre önce vefat eden Matild Manukyan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir kadın da diğer vergi rekortmenlerini teşkil etti.
Sanatçılar listesinde de ilk 3 arasında 2 kadın yer alıyor. Bunlar Hülya Avşar ve Sibel Can. Yine bu listede ilk 100 sıralamasında, yaklaşık 35 kadın bulunuyor. Bu da kadınların sanat dünyasındaki ağırlıklarının iş dünyasına göre, daha fazla olduğunu gösteriyor. | |
| | | KaranTina
Mesaj Sayısı : 247 Yaş : 33 Nerden ? : Dünyadan... Kayıt tarihi : 16/04/07
| Konu: Adamın gözü dışarıdaysa Paz Mayıs 13, 2007 7:19 am | |
| 1- Belki de size olan sevgisi bitmiştir
Uzun ilişkilerde eşlerine olan duygularını yitiren erkekler, ayrılmak yerine, başka bir kadınla ilişkiye girmeyi tercih eder.
2- Onunla yeterince ilgilenmiyorsanız
Kadınlar uzun süreli ilişkilerde eşlerine yeteri kadar ilgi göstermemeye başlar. Bu da zamanla erkeği kadından soğutur.
3- Eğer onu bir kez bile affettiyseniz
Çoğu kadın, eşi kendisini aldattığında bunu affeder. Bu da erkeğin yeniden ihanet etmesine cesaret kazandırır.
4- Sürekli dırdır edip duruyorsanız
Onu hiç dinlemeyip sürekli kendi fikirlerinizi empoze etmeye çalışıyorsanız, partnerinizin aklına başkasının gelme ihtimali her zaman yüksektir.
5- Sık sık aldatma fırsatı buluyorsa
Hiçbir erkek sekse kolay kolay 'hayır' diyemez. Erkeğin ihanet için fırsatı varsa, bunu değerlendirmekten hiç çekinmez.
6- Başka kadınlar çok ilgi gösteriyorsa
Bir erkeğin başka kadınlar tarafından arzulandığını hissetmesi, egosunu okşar. Bu durumda aldatma kaçınılmazdır.
7- Sizi kandıracağına inancı tamamsa
Erkeklerin çoğu, 'Gözlerin görmediğini, kalp de hissetmez' sözüyle hareket eder ve eşini kandırabileceğine çok inanır.
8- İhanetin tadını bir kere bile aldıysa
İhanet, başka bir kadınla 'yasak ilişki' erkeklerin adrenalinini yükseltir. Bu heyecan, ihanetin de en büyük nedenidir.
9- Eğer siz de ona ihanet ettiyseniz
Erkek, eğer partneri tarafından ihanete uğrarsa kendisi de aynı yolu seçer ve partnerinden ihanet ederek intikam alır.
10- Cinsel hayatınız monotonlaşmışsa
Evlilik, zaman içinde giderek seks hayatını de monotonlaştırır. Bu da en büyük ihanet nedenlerinden biridir. | |
| | | KaranTina
Mesaj Sayısı : 247 Yaş : 33 Nerden ? : Dünyadan... Kayıt tarihi : 16/04/07
| Konu: Annelik, kadınların beyinlerini değiştiriyor Paz Mayıs 13, 2007 7:19 am | |
| Üreme ve doğum sonucunda, dişi memelinin beyninde, davranışlarını ve yeteneklerini geliştiren bir değişim yaşanıyor. Annelik davranışları aslında evrimde dişinin başarı şansını artırıyor. 40 yaşından sonra anne olanların, uzun yaşama şansı daha çok.
Anne olarak doğulmaz, anne olunur. İnsanlardan farelere ve maymunlara kadar dişi memeliler, hamilelikleri döneminde ve anneliklerinin başlangıcında temel yapısal değişimlerle karşı karşıya kalıyor.
Daha önce yalnızca kendi gereksinimlerine ve yaşamına yönelik olarak gelişen dişinin organizması, hamilelikle birlikte kendi yavrusunun bakımı ve ihtiyaçları doğrultusunda gelişim gösteriyor.
Yeni araştırmalar hamilelik, doğum ve emzirme döneminde son derece yoğun olarak yaşanan hormonal dalgalanmaların dişinin beyin yapısını değiştirdiğini, bazı bölgelerde nöronların büyüklüğünü değiştirdiğini ve diğer bölgelerdeki nöronları da yapısal değişimlere uğrattığını ortaya koyuyor.
Bazı bölgeler yuva yapmak, yavrularını temizlemek, onları daha büyüklerden korumak için düzenlenirken, düşünce, kontrol hafızası, öğrenme, korku ve strese karşı korunma gibi bazı bölgeler de yeniden yapılandırılıyor.
Hamilelik hormonu ve çocuk arzusu
Hormonların beyinde yol açtığı değişim yalnız annenin yavrusunu korumasına ve bakımına yönelik değil, aynı zamanda anneye yavrusuna daha iyi yaşam koşulları sağlayabilmesi için yeni yetenekler de kazandırıyor. Hatta beyindeki bu yeni donanımlar anne fare yaşlanana kadar sürüyor. Bütün araştırmalar yalnızca dişi fareler üzerinde yapılsa da, insanda da aynı özelliklerin söz konusu olduğu üzerinde duruluyor.
Memelilerin büyük çoğunluğunda annelik davranışları beynin aynı bölgeleri tarafından kontrol ediliyor.
50 yıl kadar önce bilim dünyası şunu keşfetti: Hamilelik hormonları, dişinin yavrusu için duyduğu arzuyu körüklüyor. 1940’larda Yale Üniversitesi’nden Frank A. Beach, dişi üreme hormonları olan östrojen ve progesteronun farelerde, hamsterlarda, kedilerde ve köpeklerde kızgınlık ve cinsellik gibi tepkileri düzenlediğini keşfetti.
Bunun ardından, Rutgers Üniversitesi’nde Hayvan Davranışları Enstitüsü’nden Daniel Lehrman ve Jay Rosenblatt, aynı hormonların farelerde annelik davranışları için de gerekli olduğunu ortaya koydu.
1984 yılında Robert Bridges, hamilelik döneminde östrojen ve progesteron salgılanmasının arttığını belirledi. Aslında, hormonlar kadar sinir sistemini etkileyen diğer kimyasalların da annelik davranışları üzerinde etkisi var. Örneğin, beynin hipotalamus bölgesinde üretilen ve acıyı dindirici özelliği olan endorfin salgılanması, hamilelik döneminde özellikle de doğumun hemen öncesinde artıyor.
Geç anne olanlar geç yaşlanıyor
Massachusetts Medical School’dan Craig Ferris, manyetik rezonanslı (MRI) görüntüleme tekniklerinden yararlandı ve anne farelerin beyinsel aktivitelerindeki değişimleri belirledi. Buna göre, süt veren annelerin beyinlerinde ödüllendirme ile ilişkili bölümde hareket daha da hızlanıyor. Bilim dünyasına göre bunun yorumu şu: Annenin bebeğini emzirmesine karşılık anneye verilen bir ödül, bir nimet!..
Güney Carolina Tıp Fakültesi’nden Jeffrey Lorberbaum, yine MRI tekniğini kullanarak, bebeklerinin ağlamasını duyan annelerin beyinlerini inceledi. Kadınların beyinlerindeki aktivite, farelerin beyinlerindeki aktivitenin aynısı oldu. Hipotalamus’un aynı bölgesi ve prefrontal ve orbifrontal bölgeler aydınlandı.
Anneler üzerinde yapılan araştırmalar, başka ilginç bulguları da ortaya çıkardı. Örneğin 40 yaş ve üzerinde hamile kalan ve çocuk doğuran annelerin, daha küçük yaşlarda hamilelik geçiren kadınlara kıyasla, uzun yaşama şansları daha yüksek. Bilim dünyası, bu bulguyu, 40’larında anne olan kadınların daha yavaş bir hızda yaşlanmalarına bağlıyor.
Baba beyinleri ne durumda?
Peki ya çocuk sahibi olmak, babaların beyinlerini nasıl etkiliyor? Kadınlarda olduğu gibi onlarda da bir değişim meydana geliyor mu? Yavrularına bakan babalar, bu durumdan dolayı beyinsel açıdan kazançlı çıkıyor mu? Bilim dünyası, elbette babaların durumunu da araştırıyor. Bunu için, küçük bir Brezilya maymun türü olan marmoset’ler inceleniyor. Marmosetler, monogam bir yaşam sürüyor ve yavrularının bakımını erkek ve dişi birlikte üstleniyor. Bugüne kadar elde edilen bulgular şunu gösterdi: Baba marmoset, yiyecek bulma konusunda, baba olmayan erkek bir marmosetten daha başarılı.
Her yere yetişen mucize kadının sırrı da annelik mi?
Nasıl oluyor da, anneler aynı anda birkaç işi birden yapabiliyor? Kadının annelikle birlikte kazandığı o geleneksel hünerin sırrı ne? Bilim dünyası, bir yandan da bunu çözmeye çalışıyor. Belki de anne beyninde meydana gelen değişimler, kadına, ortaya çıkan bir dizi yeni isteği karşılamada o hassas dengeyi kurduruyor: Çocuk bakımı, çalışma yaşamı, sosyal aktiviteler, ev işleri.... Doğrusu, bilim henüz bu sorunun yanıtını bilmiyor. Ancak araştırmalar gösteriyor ki, beynin yapısı ve aktiviteleri gerektiğinde değişebiliyor. Regensburg Üniversitesi’nden Arne May ve meslektaşları, havaya 3 topu atıp düşmeden tutmasını öğrenen kadın beyinlerinde, algılama ile ilgili bölgenin değişim gösterdiğini belirlediler. | |
| | | KaranTina
Mesaj Sayısı : 247 Yaş : 33 Nerden ? : Dünyadan... Kayıt tarihi : 16/04/07
| Konu: Bilinçli alışverişin altın kuralları Paz Mayıs 13, 2007 7:20 am | |
| Günümüzde tüketim alışkanlıkları sürekli değişim gösterirken, tüketici şikayetlerinin her geçen gün artması ise bilinçli alışverişin önemini ön plana çıkarıyor.
Alışverişten para ve zaman kaybederek dönmemek için öncelikle ihtiyaçların belirlenmesi gerekiyor. Mağazaların sakin olduğu saatlerde alışverişe çıkmak da bir diğer altın kural. En önemlisi ise tüketici haklarını öğrenebilmek.
Bilinçli alışveriş yapmakve yapılan alışveriş sonucu mağdur duruma düşmemek için bazı kurallaradikkat etmek gerekiyor. Bu kuralların başında ise alışverişin planlanması geliyor. Planlanmadan yapılan alışveriş, ihtiyaç dışında gereksiz ürünlerin alınmasına neden olurken, para ve zaman kaybına da yol açıyor.
Bir ürünü tercih ederken fiyat, kalite, işlevsellik ve servis ağının genişliği gibi faktörlerin dikkate alınmasını öneren uzmanlar, bu kriterleri dikkate almadan ürünün reklamından veya uluslararası birmarkayı taşımasından etkilenmenin ise doğru olmadığını belirtiyor.
Fiyatı uygun olan mallar arasında kararsız kalınması halinde Türkçe tanıtma ve kullanma kılavuzu, garanti belgesi veya standartlarauygun olanların tercih edilmesi önerilirken, çarşı ve mağazaların sakin olduğu saatlerde alışveriş yapmak ise ürünleri en iyi şekilde incelemeyi ve satıcıların alıcılara daha çok vakit ayırmasını sağlıyor.
MUTLAKA TÜKETİCİ HAKLARI Alışverişte en önemli altın kurallardan biri de haklarını bilerek alışveriş yapmak.
Halen satıcılar ve tüketiciler arasındaki birçok uyuşmazlık ticaret mahkemelerinde ve hakem heyetinde çözümlenmeyi beklerken, yapılan alışverişten mağdur duruma düşmemek için tüketici haklarını öğrenmek önemli artı sağlıyor. Uzmanlar, bu konuda ise şu önerilerde bulunuyor:
“Ayıplı mal ve hizmeti kabul etmeyin. Satın aldığınız malın ayıplı çıkması halinde 30 gün içinde bedel iadesini, değiştirilmesini,indirim yapılmasını veya ücretsiz tamirini isteyebilirsiniz. Taksitli alışverişlerinizde sözleşme yapın. Satıcı sizden borç toplamınız tutarında tek senet isteyemez. Senetlerinizin her bir taksit için ayrıve adınıza düzenlenmesini isteyebilirsiniz.”
KAPIDAN SATIŞLAR Kapıdan satışların tüketiciyi en fazla zarara uğratan satışlar olduğunu da hatırlatan uzmanlar, kesinlikle kapıdan satışlardaki vaatlere kanılmaması gerektiğini belirtiyor.
Garanti süresi içinde veya dışında servise verilen ürünlerle ilgili mutlaka servis fişi alınması istenirken, etiketsiz ürünlerin alınmaması da öneriler arasında bulunuyor. Kasa fiyatı ile etiket fiyatı arasında fark olması halinde ise tüketicinin lehine olan fiyatın geçerli olduğu hatırlatılıyor.
Abartılı reklam ve ilanlarla kampanya düzenleyen firmalara karşı dikkatli olunması uyarısında da bulunan uzmanlar, karşılaşılan sorunlarla ilgili, tüketici derneklerinin yanı sıra kent merkezlerinde sanayi ve ticaret müdürlüklerine, ilçelerde ise kaymakamlık binalarında faaliyet gösteren hakem heyetlerine ve ticaret mahkemelerine başvurulması tavsiyesinde bulunuyor. | |
| | | KaranTina
Mesaj Sayısı : 247 Yaş : 33 Nerden ? : Dünyadan... Kayıt tarihi : 16/04/07
| Konu: Erkekler bizi anlamıyor Paz Mayıs 13, 2007 7:20 am | |
| Şöyle bir gerçek var: Erkeklerin düşünce mekanizması, kadınların bazı davranışlarını anlamalarına uygun değil. Hangileri mi? İşte ana hatlarıyla erkeklerin bir türlü anlayamadığı olaylar...
Küçük çanta
Kadınlar genelde ufak çantaları tercih edip, çantalarına sığdıramadıkları eşyaları erkeklere taşıtırlar. Erkekler ise bu tercihi bir türlü anlamazlar. Hatta açıklanamayan bir sır daha var: Beraber katıldıkları partide olur da herhangi bir sebepten dolayı ayrılırlarsa ve sevgilileri dudak parlatıcısından daha fazla bir şey almayan çantalarıyla ortada kalırsa ne olur?
Cevapsız sorular
Neden kadınlar aslında cevap istemedikleri soruları ısrarla sorarlar? Örneğin, kız arkadaşlarımız hakkında sevgilimizin fikrini sık sık sorarız. Olur da yanlışlıkla "Çok seksi bir kadın" veya "Çok etkileyici biri" cevabını alırsak, kıyamet kopar. Yani, gerçeği bir türlü kabul edemeyiz. O zaman neden soruyoruz?
Jean pantolon takıntısı
Bir poponuz olmasına rağmen 20 tane jean'iniz var. Üstelik her birinde poponuz aynı duruyor. İşte bunu erkekler kesinlikle anlamazlar.
Salata işkencesi
Aç olmadığımızı söyleyip, kendimize salata alırız sonra da sevgilimizin yemeğinin yarısını afiyetle yeriz. Hatta onun yediği patates ve burgerle yetinmeyip, tatlısından da mutlaka bir iki çatal alırız. İşte bu davranışımızı bir türlü anlamazlar zavallı erkekler. Acaba kendimizin değil de başkasının tabağından yersek daha mı az kalori aldığımızı zannediyoruz?
Kaliteli zaman geçirme fikri
Sevgilimiz bizimle alışveriş maratonuna katılsa da, istediğimiz filmleri seyretse de, manikür yaptırırken bizi sabırla beklese de, şikayetimiz aynı: "Beraber hiç vakit geçiremiyoruz." Erkekler "Daha nasıl birlikte vakit geçireceğiz?" diye düşünürken, kadınlar bunu saymazlar, kaliteli zaman geçirmekten bahsederler.
Ufacık yaratıklardan aşın korku
Suşi yeriz, kalamar da, istiridye de, ama gel gelelim banyoda en ufak bir örümcek görmeye dayanamayız. Çığlık çığlığa, köşe bucak kaçarız.
Aşk oyunları
Kadınlar, erkeklerin kötü olduklarını, kadınlara nasıl davranmaları gerektiğini bilmediklerini söylerler. Ama olur da, birisi buluşmadan hemen sonra ararsa. bu davranışının gizli sebeplerini araştırırız. Yani ne istediğimizi aslında biz de pek bilmeyiz.
Tuvalete toplu olarak gitmek
Grup olarak dışarı çıkıldığında, mutlaka masadaki bütün kızlar aynı anda tuvalete giderler. Erkeklerin merak ettiği olay şu: Bu durum grup psikolojisinden kaynaklanıyor, yoksa gözlerden uzak arkadaşlarla bir şeyler paylaşma isteğinden mi?
Soğuğa karşı koyamamak
Mevsim ne olursa olsun, kadınlar ince giyinir ve çok üşürler.
Saç takıntısı
Erkeklere göre, kadınlar her aynanın önünde birer saat harcayıp, türlü saç spreyleri ve jöleleri kullandıktan sonra saçlarının yataktan yeni kalkmış gibi görünmesini sağlarlar. Erkekler, neden bu kadar uğraştığımızı anlamazlar. | |
| | | KaranTina
Mesaj Sayısı : 247 Yaş : 33 Nerden ? : Dünyadan... Kayıt tarihi : 16/04/07
| Konu: Erkekleri anlama kılavuzu Paz Mayıs 13, 2007 7:20 am | |
| Sevdikleri şeyler
* Başları sıkıştığında ve yardıma ihtiyaçları olduğunda, sizin şefkatli kollarınızı neredeyse en işe yarar çözümlere tercih ederler.
* Küçük ve şımarık bir çocuk gibi konuşarak, kendinizi hasta hissettiğinizi ve ateşinizin olduğunu söylemeniz onun çok hoşuna gider.
* Eski ilişkilerinden nadir de olsa bahsettiklerinde, yüzünüzde beliren merak ve kuşku dolu ifadeleri görmekten çok keyif alırlar.
* Sevdikleri kadından bir bebek sahibi olmak, onları müthiş mutlu eder.
Sinir oldukları
* Üst üste, çarpık ya da sivri dişler. Erkekler inci gibi dişlere ve mükemmel bir gülüşe sahip kadınların hayalini kurarlar. Sizin de bu konuda probleminiz varsa, bir ortodontiste gitmenizde yarar var.
* Kuaförden çıkmış fönlü saçlar. Yataktan yeni kalkmış bir saç görüntüsü, her erkeğe tahmininizden çok daha fazla seksi ve çekici gelir.
* Akmış gibi gözüken siyah göz makyajı. Karşılarında rock yıldızları gibi makyaj yapan bir kadını görmeye dayanamazlar.
* Küçük göğüsler onları her zaman hayal kırıklığına uğratır.
Hayret ettikleri
* En detaylı düşünülmüş planları bile mahveden o meşhur kadın içgüdüleri, erkekleri çok şaşırtır.
* Kadınların onlara çok gereksiz olan kuşkuları ve paranoyakça davranışları karşısında, erkekler nasıl hareket etmeleri gerektiğini bir türlü bilemezler.
* Bir yolculuğa çıkmadan önceki bitmek bilmeyen bavul hazırlıkları.
* Erkekler kadınların en ufak bir şeyi abarttıkları ve pire için yorgan yaktıkları konusunda hemfikirdirler. Bu gereksiz alınganlıklara bir anlam veremezler.
* Yıllar önce sıradan bir konuşma sırasında erkeklere söylenmiş bir sözün unutulmayıp, yıllar sonra tekrar açılması onları hayretler içinde bırakır.
* Kadınların yüzlerindeki kırışıklıkları ve aldıkları birkaç kiloyu büyük sorun haline getirmelerini anlamakta zorlanırlar.
* Bir türlü bitmek bilmeyen uzun telefon konuşmaları! Bunu her ne kadar gereksiz görseler de kendilerinin de aynı şeyi yaptıklarının farkında değildirler.
* Erkekler, kadınların ayna karşısında çok fazla zaman harcadıklarını, bir tutam saçın havada olmasının ne gibi bir önemi olacağını düşünürler. | |
| | | | Çalışan Kadın | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |